Katılım bankacılığı, faizsizlik prensiplerine göre çalışmaktadır. Bu prensiplere uygun her türlü bankacılık faaliyetlerini gerçekleştirebilir. Ayrıca kar ve zarara katılma esasına göre fon toplayıp, ticaret, ortaklık ve finansal kiralama yöntemleriyle fon kullandıran bir bankacılık modelidir. Katılım bankası ise esaslara yönelik faaliyetleri icra eden bankadır. Katılım bankalarının faiz kararı bu şekilde olmaktadır.
Katılım kelimesi yapılan bankacılık türünün kar ve zarara katılma prensibine dayalı bir bankacılık olduğunu ifade etmek için kullanılmaktadır. Bu bankalar, tasarruf sahiplerinden topladıkları fonları, faizsiz finansman prensipleri dahilinde ticaret ve sanayide değerlendirerek, oluşan kâr veya zararı tasarruf sahipleriyle paylaşırlar. Türk Lirası, USD ve EUR bazında vadeli hesaplarda toplanan fonlar, kurumsal finansman desteği, bireysel finansman desteği, finansal kiralama, kâr veya zarar ortaklığı yöntemleriyle değerlendirilir.
Katılım Bankasındaki Faiz Durumu
Katılım bankacılığı en temel prensibi olan ‘Faizsizlik Prensibi’ esas alınarak katılımcılarına kar-zarar esasına göre gelir sağlamayı hedeflenmektedir. Bu yüzden katılım bankalarının faiz kararı yerine kar payından söz edilir. Kredi talep edenlere direkt olarak anaparayı ödemek yerine, leasing diye tabir edilen müşterinin ihtiyaç duyduğu malı satıcıdan peşin alıp kendisine vadeli satmak, kiralamak veya iş sahibiyle proje bazında ortaklık oluşturmaktır.
Bankalar kredi kullanan kişilerden başta belirlenen faiz oranı karşılığında para toplamaktadır. Katılım bankalarında ise bu durum aynı değildir. Toplanan fonlarınsahiplerine belli bir gelir taahhüdünde bulunulmadığı gibi yatırılan anaparanın garantisi dahi yoktur.
Diğer önemli bir fark ise, katılım bankalarında nakit kredi sistemi olmamasıdır. Gerçek ekonomik faaliyetlerin ve tamamıyla mal alım satımı ile faturalı ve kayıtlı işlemlerin finanse edilmesi söz konusudur.
Kar Payı Nedir?
Faizsiz kazanç politikası gütse de katılım bankalarının da para kazanmak adına yapması gerekenler vardır. Hiç kimse parasını karşılığında bir getiri olmadan riske atmaz. Katılım bankacılığında da diğer bankacılık türlerinde olduğu gibi verilen miktarın fazlasında bir ücret geri talep edilmektedir. Fakat sağlanan bu kazancın parayla değil, aksine bir mal alım satımını gerçekleştirmesinden dolayı İslam dinimizce alınan fetvalara göre faizsiz kazanç olarak değerlendirilir. Piyasadaki faiz oranlarıyla genelde doğru orantılıdır. Ancak faiz oranları gibi önceden kesin değildir. Çünkü kar ve zarar oluştuğunda net rakam ortaya çıkar.
Bankaların referans olarak gösterdikleri getiri oranları önceki dönemlere ait gerçekleşmiş getirilerdir. Bu sistemde risk katılım bankalarınca minimize edilmiş olsa da kar elde edilmedikçe bir risk olduğu söylenemez. Bu risk malın alınıp daha düşük fiyata satılmak zorunda kalınmasından değil, kredi talep eden kesimin ödeme güçlüğüne düşmesinden kaynaklanmaktadır.