Türkiye’nin ekonomisi hakkında sayısız yazarın kaleme aldığı makaleler bulunurken asıl bu konunun uzmanları tarafından değerlendirilmesinin daha uygun olacağını belirtirsek sanırım doğru bir hamle yapmış oluruz.Dönem itibarıyla Türkiye’de bir çok kesimin dile getirdiği bir kriz bulunurken bazı kesimlerce aksine toz pembe, pırıl pırıl bir ekonomiye sahip olduğumuz belirtiliyor. Bence bu iddiaları atanların hepsi haklı. Neden mi?
Ekonomik Kriz Neden Çıkar?
Ülkedeki enflasyonun artması, işsizliğin çoğalması özellikle akaryakıt gibi enerji sektöründe yaşanan zamlar dünya üzerindeki küresel güç olarak doların değer kazanması sonucu karşılaştığımız bir ayrıntı. Amerikan dolarındaki artış beraberinde batan şirketlerin ülke ekonomisine verdiği zararlar krizi tetikleyen unsurlar.
Zaman zaman dünya liderleri yaptıkları açıklamalarda küresel çapta bir krizin bulunduğu, hatta eşiğine gelindiği yönünde hem fikirler. Bu nedenle önümüzdeki oluşabilecek krizlere hazırlıklı olunması, tasarrufların artırılması ve bütçelerin hesaplanmalarının uygun şartlara bağlanması gelen öneriler arasındaki yerlerini almış durumda.
Dünyada Oluşan Olaylar Krize Neden Olabilir.
Dünya’da oluşması muhtemel olaylar krizlerin doğmasını tetikliyor. Özellikle Suriye ve Irak politikaları krizin eşiğine gelinmesine en büyük sebeplerin başını çekiyor.
Tabi ki dünya da oluşabilecek olaylar Türkiye ekonomisini ister istemez etkiliyor. Bu etkiler bir yana ülkede oluşan olayların krizin doğmasına en büyük etken. Yapılan istatistikler Türkiye de her üç kişiden birinin uzun soluklu borçlarının olduğu ve borçlarını ödeyemez duruma geldiği yönündeki oranlara sahip. Buna paralel % 22 oranlarındaki genç nüfusun yanında ortalama % 10 işsizlik oranları etkileyen faktörler.
Bunların yanında ihracat rakamlarının düşmesi, iflas ve iflasın eterleme taleplerinde meydana gelen artışlar ile güçlü dev firmaların kapılarına kilit vurması aynı zamanda krizin varlığını hissettiriyor.
Ülkede borçluların artması negatif pozisyonlarında yer alırken kişilerin bir ekmek için kredi kartı kullanması, alım gücünü kredilere bağlaması, borçlu sayısını artırırken 25 milyon borçlu bulunmasının ardından bankaların bir nevi kredi pazarının daraltmış durumda. Yani finans kuruluşları zamanla kredi verecek kişi bulamaz hale geldi ve bu çember gün geçtikçe kredi yasaklıları ile birlikte daralıyor.
2018 Yılında Ekonomik Kriz olur mu?
Açıkladığımız bütün faktörler sizlere muhtemel krizin olacağı yönünde gelebilir. Fakat dünyada oluşan Rusya, Amerika ve Avrupa üçgeni arasında gelişen olaylar Suriye’deki iç savaş ve diğer etkenlere rağmen ülkedeki siyasi istikrar oluşabilecek krizlere emniyet kemeri olacak vaziyette. Ülkemizin geçmişte yaşadığı krizler ile çıkma sebeplerinin hikayesini incelediğimizde bu içeriğe sahip olan herkes krizle baş başa kalmayacağımız konusunda birleşecektir. Son yıllarda Türkiye’de krizin çıkmamasının ve küresel platformda gerçekleşen krizlerden en az zararla atlatılmasının en büyük sebebi de budur.
Dolarda meydana gelen gelen ani yükselişlere ülke ekonomisinin verdiği tepki, ekonomik politikalar bu örneklerden birisi olarak değerlendirilebilir. Ekonomimizin dış güçlerin toplanarak kasıtlı olarak bozulmasına çalışılması bizim toplum olarak yüzlerce yıldır yaşadığımız gerçekler. Bu ihtimaller geçmişte olduğu gibi gelecekte de olacaktır.
Millet olarak birlik ve beraberliğimizin bozulmadığı sürece krizin oluşmasına neden olacak şartlar yerine gelmiş olsa dahi aşamayacağımız bir hususun olmadığını özellikle belirtmek istiyorum.